27 Mayıs 2009 Çarşamba

UYARI ve BİLGİLENDİRME

Güncel siteye www.dogruyasamak.com adresinden ulaşabilirsiniz.

5 Mayıs 2009 Salı

Özgürlük ve Onaylama

Bir önceki yazıda belirttiğim kitabın tam adı ''Mutluluk Paradoksu - Özgürlük ve Onaylama''.

Kitapta çağımızda, ''Mutlu muyum?'' sorusunun içinde iki ayrı sorunun olduğu belirtiliyor: ''Gerçekte ne istiyorum'' ve ''Nasıl yaşamalıyım?'' Bu sorulardan ilkine verilecek cevap kişinin özgürlüğünü ve gerçek benliğini sorgulamaya yöneltirken, ikincisinin cevabı ise kişinin dışarıyla, dünyayla olan etkileşimini ahlaki açıdan sorgulayarak çevresi tarafından ne kadar onaylandığını sorgulamaya yöneltiyor.

Her iki sorunun cevabı da bir çok noktada bir biriyle çeliştiği için mutluluk kendi içinde bir paradoks oluşturuyor. Düşündüğümde beni mutlu edecek bir çok kararın, gerçekten özgürlük ve onaylanma arasında bir seçim yapmak olduğunu görebiliyorum.

3 Mayıs 2009 Pazar

Mutluluk Paradoksu

Doğru Yaşamak adında bir blogun ana konularından biri de tabii ki mutluluk. Uzun süredir farklı şeyler düşündüğüm ve okuduğum bir kavram. Fakat dün aldığım Mutluluk Paradoksu kitabı daha ilk sayfalarından beni etkilemeye başladı. Aşağıda kitabın giriş bölümünün ilk paragrafını paylaşıyorum.

''Geçenlerde Amman'a gittiğimde (babam Ürdünlüdür), amcalarımdan birine, mutlu olup olmadığını sordum. Bir süre bana işinden, ailesinden, onların sağlık durumlarından, dedemden, ekonominin gidişinden söz etti. Ben ise söyledikleriyle yetinmeyip ''İyi de gerçekten mutlu musun?'' diye ısrar ettim. Bir an durup boş boş yüzüme baktı. O zaman, tıpkı Oxford'u ilk kez ziyaret eden birinin okul binaları, oyun alanları, müzeler, fen bilimleri bölümleri ve idari binalar kendisine gösterildikten sonra, Gilbert Ryle'a ''Peki, üniversite nerede?'' diye sorarken yaptığı türden bir mantık hatası yaptığımı fark ettim. Amcam için, bu Batılılara özgü soru, gereğince yaşanmış iyi bir hayatı oluşturan unsurlardan soyutlanmış haliyle, hiç bir anlam taşımıyordu''


Bu şekilde düşününce ne kadar tuhaf geliyor değil mi? Peki nereden geliyor bu mutluluk? Mutluluk diyince neyi ifade ediyoruz. Onu da, kitaptan şimdilik öğrendiğim kadarıyla bir sonraki yazıda açıklamaya çalışayım.

Kısa ve Öz

Bu bloga yazarken en çok dikkat etmeye çalışacağım şey kısa ve öz yazmaya çalışmak olacak. Bunun çok zor olduğunu biliyorum. Hele blogun ana konusunun göreceli doğrular olduğunu düşününce... Mutlaka uzun yazılar da olacaktır. Fakat olabildiğince kısa tutmaya çalışacağım.

Göreceli Doğru


Düşünen herkes, her ne düşünüyorsa düşünsün kesinlikle
kendine göre haklı. Bu blogda yazılacak her şey kesinlikle birilerine göre doğru. Fakat size göre olmayabilir. Ayrıca başka bir zaman, başka bir yerde o birileri için de doğru olmayabilir.

Hayatta öğrendiğim en önemli şeylerden biri ispatlanamayan hiç bir şeyin kesinlikle doğru olduğunun söylenemeyeceğidir. İspatlanamayan her şey
göreceli doğrudur. Yani belirli bir zamanda, belirli bir yerde ve belirli birileri için. Yer, zaman ve kişiler değiştikçe doğruluğu da değişebilir.

Böyle bir blog açmaya karar verdiğimden beri ilk yazmak istediğim konu tam olarak da bunun gibi bir şeydi. Umarım yeterince iyi bir şekilde ifade edebilmişimdir.